Ezgi Kurt Toptan / İNSANLIK DERGİSİ
2010 yılında, adını tüm dünya kamuoyuna Mavi Marmara olayıyla duyuran İHH İnsani Yardım Vakfı, o yılın Mayıs ayında 6 uluslararası sivil toplum örgütü ile birlikte Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla bir yardım filosu oluşturdu. Toplanan bağışlarla temin edilen 6 bin tonluk insani yardım malzemesini taşıyan bu filo, aynı zamanda 750 aktivisti de Gazze’ye götürmeyi hedefliyordu.
Filo, 36 farklı ülkeden gelen aktivistleri barındırıyordu. Aktivistler arasında 15’ten fazla milletvekili, 60’ın üzerinde uluslararası basın mensubu, sanatçılar ve Nobel Barış Ödüllü aktivistler de bulunuyordu. Mavi Marmara gemisi ile birlikte toplamda 6 gemiden oluşan Gazze Özgürlük Filosu, yalnızca insani yardım malzemesi ve yardım gönüllülerini taşıyordu.
Ne yazık ki, 31 Mayıs 2010 tarihinde Gazze Özgürlük Filosu, İsrail askerlerinin hukuk dışı saldırısına maruz kaldı. Bu saldırıda ve devam eden süreçte, 10 insani yardım gönüllüsü hayatını kaybederken, 56 kişi ağır yaralandı. Bu olay, uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı ve Gazze’ye yönelik ablukanın insanlık dışı boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi.
O günden bu yana İnsani Yardım Vakfı (İHH), Filistin’deki insani durumu yakından takip etmeye devam ediyor. İHH, Ortadoğu Masası'ndan Akif Yasin Bahçeci, 2010 yılından bu yana Filistin’deki değişimleri, İsrail’in Filistin’e yönelik 7 Ekim’den bu yana devam eden saldırıları sırasında yaşananları ve bu süreçte Filistin ve Gazze halkına sundukları insani yardımları, genel çalışmalarıyla birlikte İnsanlık Dergisi'ne anlattı.
İnsani Yardım Vakfı Ortadoğu Masası'ndan Akif Yasin Bahçeci, İnsanlık Dergisi'ne yaptığı açıklamalarda şunları söyledi.
“MAVİ MARMARA'DAN SONRA OFİS AÇTIK”
2010 yılında Mavi Marmara ile dikkatleri çektiniz. O zamandan bu zamana Filistin’de ne değişti?
“Mavi Marmara sürecinden sonra İHH İnsani Yardım Vakfı olarak dünya kamuoyunda da elhamdülillah büyük bir yer edindik. Bununla beraber 2009 yılında oradaki ofisimizi açtık. Tabii Mavi Marmara olayı da oradaki ofis açmamızdaki en büyük sebeplerden bir tanesi oldu. Bu süreç zarfında aynı zamanda Osmanlı Kültür Merkezimizin açılışını gerçekleştirdik. Bu merkezde İngilizce, Arapça, bilgisayar kursları devam ediyordu. Yine aynı şekilde Mavi Marmara Şehitleri Aşevimizin açılışını gerçekleştirdik. Mavi Marmara olayından sonra. Tabi bahsetmiş olduğumuz hizmetler maalesef 7 Ekim olaylarından sonra gerek Osmanlı Kültür Merkezimiz olsun gerekse Mavi Marmara Şehitleri Aşevimiz olsun bunları kaybettik ama ofis olarak şu an hâlihazırda orada çalışmalarımıza ekiplerimizle personelimizle beraber devam ediyoruz.”
“7 EKİM’DEN SONRA İSRAİL'E TEPKİLER BÜYÜDÜ”
Türkiye kamuoyunun Filistin bakışında bir değişiklik gözlemliyor musunuz?
"Türkiye kamuoyunun aslında Filistin davasına ve İsrail'e bakışı her zaman için netti. Ama bu 7 Ekim olaylarından sonra İsrail'in Gazze'de gerçekleştirmiş olduğu bu katliamlardan sonra İsrail'e karşı büyük tepkiler oluşmaya başladı. Bu manada Türkiye kamuoyu da güçlendi. Yani İsrail'e karşı özellikle gerçekleştirdiği katliamlar noktasında ve bizler zaten hem İHH olarak hem Türkiye olarak kamuoyu olarak her zaman Gazze halkının, Filistin halkının yanındaydık. Bu bizim bağlarımızı daha fazla güçlendirdi."
İsrail'in Filistin’e yönelik saldırılarının çocuklar üzerindeki etkilerinden, sağlık sorunları ve beslenme etkilerinden söz etmemiz gerekirse…
“Bu noktada bizim gerek sağlık alanlarında çocuklara yönelik, kadınlara yönelik, yaralılara yönelik, erkeklere yönelik birçok farklı alanda gerek ambulans desteklerimiz olsun gerek ilaç olsun gerek tıbbi ekipman olsun. Bununla alakalı bizzat İHH kurum olarak kendimiz çalışmalar yürütüyoruz ve bununla alakalı da Gazze'de beraber hareket edebileceğimiz, beraber insani yardım noktasında projeleri gerçekleştirebileceğimiz uluslararası yardımlarla da bununla alakalı görüşmeleri gerçekleştiriyoruz ve projeleri de bu noktada yapıyoruz. Gerek Körfez ülkeleri olsun gerek Avrupa ülkeleri olsun, Asya ülkeleri olsun. Bu noktada özellikle sağlık noktasında hijyen paketidir, sağlık kitleridir, ihtiyaca binaen gerekli çalışmaları sürdürüyoruz.”
3 BİN 500 YETİME DAHA KUCAK AÇILDI
Yetim kalmış çocuklara yönelik de faaliyetleriniz var. Bu konuda ne yaptığınızı kısaca anlatır mısınız?
“Yetimlerle alakalı da savaş öncesi yaklaşık 2 bin 300 yetimimiz vardı Gazze içerisinde. Savaş başladıktan sonra yetimlerimizden tabii maalesef şehit olanlar oldu. Ama geriye kalan yetimlerimizle alakalı bilgileri topluyoruz. Şu an ne durumda olduklarıyla alakalı araştırmalarımıza devam ediyoruz. 2 bin 300 yetimin haricinde 7 Ekim'den sonra 3 bin 500 yetim daha aldık. Bunlarla da alakalı gerek sağlık ihtiyaçları olsun gerek barınma gerek yiyecek, gıda. Bunlarla alakalı kendilerinden bölgedeki ekiplerimizle beraber ortaklaşa yürüttüğümüz bir çalışma kapsamında kendilerinden haber alıyoruz ve İHH olarak şu an Gazze içerisinde gerçekleştirdiğimiz bütün projeleri onların da istifadesine sunuyoruz. Bu sıcak yemektir, ekmektir, sağlık yardımlarıdır, gıda yardımlarıdır. Bu şekilde kendilerini de bu halkanın içerisine dahil ediyoruz.”
Filistin dışında da yetim kalmış çocuklar için bir faaliyetiniz var mı?
"Tabii bizler İHH İnsani Yardım Vakfı ve Dış İlişkiler Birimi olarak 7 ülkede hem insani yardım noktasında hem de yetimler noktasında faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Şu an için yaklaşık Gazze haricinde de 200 İHH İnsani Yardım Vakfı olarak 230 bin yetiminde barınma, giyim, yiyecek ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz."
“GAZZE’Yİ YENİDEN İMAR PLANIMIZ VAR”
Gazze için önümüzdeki dönem hangi faaliyetleri planlıyorsunuz?
"Gazze için önümüzdeki dönemde ilk temennimiz odur ki savaşın bir an önce durmasıdır. Tabii savaş durduktan sonra İsrail'e karşı büyük bir boykotun oluşturulması. Bunun da haricinde Gazze'yi tekrardan nasip olursa imar etmek gibi bir planımız var. Gerek enerji olsun gerek temiz içilebilir su olsun gerek imar bakımından olsun Gazze'yi tekrardan imar etme planımız var."
Vakıf olarak kaç ülkede faaliyetleriniz bulunuyor?
“İHH İnsani Yardım Vakfı yıllık olarak ortalama şu an için 70 ülkede faaliyetlerini gerek insani yardım noktasında gerek insani diplomasi noktasında ve yetimler noktasında faaliyetlerini gerçekleştiriyor.”
