Peter, arkadaşının düşünceli halini görünce yine eskilere gittiğini anladı. Böyle zamanlarda ona pek ilişmezdi, bir süre sonra kendine gelir havadan sudan konuşmaya başlarlardı nasıl olsa. Ancak bu defa Orlando'nun bu hali etraflarında süregelen savaşın verdiği ümitsizlikle birleşerek ona da çocukluğunu hatırlattı. Güzel bir çocukluk geçirmişlerdi. Bir çocuğun sahip olabileceği herşeye sahiptiler: iyi birer aile, güzel oyuncaklar, yer yer kavga ettikleri yer yer eğlendikleri arkadaşlar... Şimdi ise o çocukluk arkadaşlarının hepsi dağılmış, sadece birbirlerine kalmışlardı. Ancak Peter Orlando gibi asosyal bir mahluk değildi. Orlando'nun aksine onun evine para girmesine gerek vardı, dolayısıyla çalışıyordu. Bir işletmeci olmasına rağmen çocukluğundan bu yana elektroniğe ve bilgisayara merak duymuş, dolayısıyla kendini bu konuda geliştirmişti. Tabii işi işletmecilik olduğu için bilgisayar ve elektronik şu anki hayatında daha çok hobi olarak kalmıştı. Daha çocukken arkadaşlarının MSN adreslerini hackleyerek, onların bilgisayarlarına trojan virüsleri göndererek teknoloji dünyasına adım atmış, sonraları ise robot teknolojisine iyice merak salarak kendi robotlarını yapmaya başlamıştı. Ancak Robot teknolojisinin akıl almaz bir şekilde birden bire gelişmesiyle yeni robotlar yapmaktan ziyade var olanlarla oynamaya, onları modifiye etmeye yönelmişti. Şu an evinde bir hizmet robotu bulunmasının yegane sebebi bu ilgisiydi. Robot devriminden sonra üst robot yönetiminin insanlara acı çektirmek için tüm hizmet robotlarını evlerine çağıracağından en ufak bir şüphesi bulunmayan Peter, daha devrim gecesi robotu Tatyana'yı modifiye ederek merkezi iletişim çipini söküp almıştı. Orlando'nun tüm ısrarlarına rağmen bu çipin robotların neresinde gizli olduğunu da söylememişti. Dolayısıyla Tatyana, robot yönetimi tüm robotları insanlara hizmet etmeyi bırakma çağrısı yaptığında bundan etkilenmemiş, Peter'a hizmet etmeye devam ederek diğer erkeklerde olduğu gibi evinin tam bir ahır haline gelmesine mani olmuştu. Peter ırktaşlarının robotları çekip gittiği zamanki hissettikleri acıyı anlayabiliyordu. Bu robotlar olmadığı zamanlar erkekler nasıl yaşamıştı? Bu kadar güzel ve işe yarayan bireyleri bulunan aletler şimdi onları öldürmeye çalışıyordu öyle mi? Peter'ın aklına buradan savaş, ve oradan da Homer geldi. Uzun süredir aklını kurcalayan bir soruyu bu akşam Orlando'ya sorabilirdi. Cesaretini toplayarak derin bir nefes aldı.
- 'Orlando?' diye başladı. Sesindeki gerginliği sezen Orlando kendine gelerek arkadaşına döndü. 'Sence yanına gitsek.. Bizi yanına alır mı dersin? Eski günlerin hatrına?'
- 'Kim?' diye sordu Orlando.
- 'Şey işte.' Peter bu konuşmayı planlarken eski arkadaşlarının gerçek ismini kullanırsa Orlando'nun geçmiş günleri hatırlayarak yumuşayacağını ve fikre sıcak bakabileceğini düşünmüştü. Ama kahretsin ki o adı telaffuz edemiyordu! Derin nefes alarak tekrar şansını denedi. 'O işte. ...'
- 'Homer'a mı?' diye bölerek arkadaşının işkencesine son verdi Orlando. Niyetini anlamıştı ve o ismin telaffuz edilmesine izin vermedi. 'Bu sözünde ciddi misin Peter? Onun yanına giderek ne elde etmeyi amaçlıyorsun ki?'
- 'Yani insanlığın yeni lideri o değil mi? Etrafında ona itaat eden bir sürü insan var falan... Belki bize daha güzel bir yaşam sunar, hem belki bize görevler falan da verir şeyde.. savaşta. komutanlık falan gibi mesela?'
Orlando şaşırmıştı. Peter'dan gerçekten işitmeyi beklemeyeceği kelimelerdi bunlar. İlk şoku atlattıktan sonra konuştu:
- 'Yani şimdi gerçekten onun yanına gidip hiçbir şey olmamış gibi 'selam Homer, bizi yanına alıp yeni kuracağın devletin kaymak tabakası yapar mısın?' diye dilenmek mi istiyorsun? Hem sen onun bayrağı altında savaşmaya niyetli misin? Homer'dan bahsediyoruz, seviyesi yerlerde olan Homer'dan, doğanın bile böyle bir birey ortaya çıkardığı için kendinden utanç duyduğu için doğduktan sonraki üç sene dünyada tek mevsim olarak kışın yaşandığı Homer'dan?'
- 'E tüm insanlık ona inanıyor' diye itiraz etti Peter. 'Demek ki onda birşey görmüşler. Bunca insanın hepsi yanılıyor olamaz ya?'
- 'Tüm insanlık tarihte bir zamanlar dünyanın düz olduğuna da inanıyordu Peter' dedi Orlando. 'Hem ben bir insan olarak, üstelik Homer'ı eskiden beri tanıyan aklı başında bir insan olarak ona inanmıyorum. Açıkça söylemem gerekirse başına Homer'ı getirmiş olan insanlığın canı da cehenneme zaten. Karşımızda adeta bizi yok etmeye programlanmış, bizden binlerce kat daha zeki, yüzlerce kat daha yetenekli, onlarca kat daha ölümcül silahları olan makinelerle karşı karşıyayız. Seni bilmem dostum ama ben yokum. Son günlerimi huzur içinde geçirmeyi yeğlerim. O eski arkadaşımızdan da insanlığı kurtarmak pahasına bile olsa iş birliği yapmayacak kadar nefret ediyorum..'
O esnada içeri Peter'ın robotu Tatyana girdi. 'Peter bey, siz istiyor akşama yemek, ben gidip alışveriş yapmak?' diye sordu. Anlaşılan Peter robotuyla son oynaşmasında rus aksanı modunu açmış ve sonra açık unutmuştu. 'Tamam Tatyana, git ve akşam için biraz tavuk al' dedi. 'Bu günlerde et yenmiyor, bu karmaşada kırmızı etin helal kesim olup olmadığı belli değil.' Orlando dikkat kesilerek sordu;
- 'Oğlum o değil, dışarıda hizmet robotu kalmadı biliyorsun. Bunu böyle sağa sola gönderiyorsun ama, robotlar kıllanmayacak mı hala bizden insanlara hala hizmet eden robot kaldı mı diye? Hadi onlar kıllanmadılar diyelim, bizim abaza insanlar köşeye çekip tecavüz ederler diye korkmuyor musun?'
- 'Pazarlarda insanlar kalmadı biliyorsun, artık oralara robotlar hakim. Yiyecek alış veriş yapan fazla robot olmayabilir ama ben gitsem bana da yiyecek satmazlar zaten. Tatyana da birşeyler uydurur birileri kıllanıp sorarsa. Abaza insanlar için ise hiç korkum yok, hele bir denesinler. Kıymetli Tatyana'mın malum yerlerine elektrik şoku düzeneği kurdum. Kaleyi benden başka fethetmeye çalışan olursa vay haline. Öte yandan Homer'ın abazalık mevzusunu çözdüğünü duydum, artık erkekler ve kadınlar birbirleriyle görüşebiliyorlarmış.'
- 'Eh peki.' dedi Orlando. 'Sonuçta senin robotun, senin kararın. Şimdi ne yapacaksın, cidden gidecek misin Homer'ın yanına?'
- 'Evet.' diye cevap verdi Peter. Cesaretini toplamış gözüküyordu. 'Ben ümidimi kaybetmedim abi. Bence Homer'lı veya Homer'sız, biz bu robotları yeneceğiz. Yendiğimiz zaman kurulacak olan yeni dünya düzeninde ünlü bir komutan olacağıma inanıyorum. Hem o zamana kadar Homer'ın emriyle yatağıma gelecek binlerce gerçek kadın da cabası. Tatyana her açıdan beni tatmin etse de, şu yaşımda hala gerçek bir kadından bihaber olmak beni biraz utandırıyor.'
- 'Peh.' dedi Orlando tüm ciddiyetiyle. 'Madem öyle sana iyi şanslar dostum. Ben burada ölümü beklemeyi tercih ederim. Gitmeden Tatyana'yı bana bırak da, son günlerimde bana ek bir eğlence olsun. Yüz binlerce gerçek kadının arasında basit bir robota ihtiyaç duymazsın herhalde.'
Peter pis pis sırıttı. 'Ek güvenlik önlemlerini aşabilirsen, senindir.' dedi. 'Ama aşamadığındaki halini gözümün önüne getiriyorum da..' Saçma sapan bir şekilde elektrik çarpmış gibi titremeye başladı.
- 'Seviyesizsin oğlum' dedi Orlando. 'Zaten Homer'a da böyle komutan yakışırdı.'