Atıkları sanata dönüştürdü, bez bebekleriyle 'Somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı' belgesi aldı
Isparta Belediyesi'nin açtığı Geri Dönüşüm Atölyesi'nde El Sanatları Eğitmeni ve Folklorik Bebek Sanatçısı olarak görev yapan Fatma Çevikbaş, atık malzemelerle geri dönüştürdüğü folklorik bez bebekleriyle dikkat çekti. Bu özgün çalışması sayesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan "Somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı" belgesi aldı. Çevikbaş'ın projeleri, hem geri dönüşüme hem de kültürel mirasa katkıda bulunuyor.
Isparta'da yaşayan 49 yaşındaki Fatma Çevikbaş, 13 yıl önce aldığı el sanatları eğitiminin ardından, Isparta Belediyesi tarafından Bahçelievler Mahallesi'ne kurulan geri dönüşüm atölyesinde, atık malzemelerden geri dönüştürdüğü folklorik bez bebekler için Kültür ve Turizm Bakanlığından "somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı" belgesi aldı.
Isparta Belediyesi El Sanatları Eğitmeni ve Folklorik Bebek Sanatçısı Fatma Çevikbaş, elinde bulunduğu atık malzemeleri 13 yıldan beri dönüştürdüğünü söyledi.
Isparta'nın Gönen ilçesine bağlı Güneykent beldesinde yaşadığı dönemde şişelerden vazo yaparak geri dönüşüm yaptığını belirten Çevikbaş, "Köyde bazı ürünler kısıtlı olduğu için elimizdeki imkanlarla işte ne yapabiliriz diye düşünürken ilk önce şişelerden başladık. Şişeleri boyamaya, vazo yapmaya başladık.
Kovalardan çiçek saksıları yapalım, süsler, aksesuarlar yapalım diyerek başladık ve bugünlere geldik. Şu anda Isparta Belediyesine çalışıyorum. Şükrü Başkanım da bu konuda bize çok destek veriyor. Bahçelievler Mahallesi'nde belediyemiz sosyal tesislerinde dört odalı bir yeri geri dönüşüm atölyesi yaptık" dedi.
Geri dönüşüm atölyesinde bulunan birçok ürünü atık malzemelerden geri dönüştürdüklerini belirten Çevikbaş, "Burada yaptığımız bu folklorik bebekler de hep geri dönüşüm malzemelerinden yaptığımız, atık kumaşlardan yaptığımız bebekler.
Eski pamuk yastıklar ve minderleri mesela bebeklerimize vücut olarak kullanıyoruz. Burada gördüğünüz her şey geri dönüşümden yaptığımız ürünler" şeklinde konuştu.
"HER BİR BEBEĞİ YAPARKEN ÇOCUK NASIL SEVİNİRSE BİZ DE ÖYLE SEVİNİYORUZ"
Evlendikten sonra kayınvalidesi ve eşinin desteği ile eğitim aldığını söyleyen Çevikbaş, "Ben evlenmeden önce hiçbir elişi yapmazdım. Evlendikten sonra kayınvalidem 'Kızım çocuğa ben bakayım. Mahallemize dikiş kursu açılmış, elin biraz iğne tutsun, en azından söküğünü falan dikersin, bir şeyler yaparsın. Kadın her şey yapmalı' dedi, ben öyle başladım.
Bu konuda eşim ve kayınvalidem çok büyük destekçi oldular. Şu anda çok mutluyum, en çok sevdiğim işi yapıyorum. Burada daha çok bebekler yaptım. Geri dönüşümden yaptığımız ürünlerimiz çok ama bir bebeği dönüştürürken daha mutluyuz.
Biz Geri Dönüşüm atölyesinde beş kişilik ekiple çalışıyoruz. Her bir bebeği yaparken çocuk nasıl sevinirse biz de bebeği bitirdiğimizde o kadar mutlu oluyoruz. Mesela atık polar ve kumaşları kullanarak Susam Sokağı karakterlerini yaptık. Bunları yaparken severek yapıyoruz, mutlu şekilde ayrılıyoruz” dedi.
"KADINLARA EL SANATLARINA YÖNELİK KURSLAR VERİYORUZ"
Geri Dönüşüm atölyesinde aynı zamanda kadınlara gönüllü kurslar verildiğini belirten Çevikbaş, haftanın belirli günlerinde 15 kadına el sanatları eğitimi kursu verildiğini söyledi.
Kadınların ilgisinin daha çok folklorik bebekler üzerinde olduğunu dile getiren Çevikbaş, "Kim gelip isterse öğrenmek isterse biz her şeyi gösteriyoruz. Genellikle bize en çok bebekler konusunda geliyorlar. Bize bebek öğretebilir misiniz diyorlar, biz de öğretiyoruz. Buraya gezmek için gelen vatandaşlar ise atölyeyi gördükleri zaman hayretler içinde bakıyorlar çünkü geçmişe gidiyorlar.
Burada mesela 1970 ve 1980 konseptli minimal evler yaptık. Odaya girdiklerinde gözleri dolarak gittiklerini biliyoruz. Burada çok mutlu oluyorlar. Biz burayı yaparken geçmişte hep mutlu olduğumuz anları düşünerek yaptık.
Eski evlerimizi minyatürleştirdik. Eski günlerimizi minyatür şekline çevirmeye başladık. Herkes hayretle bakarak bize de gösterir misiniz diyorlar, biz de nasıl yapıldığını öğretiyoruz" açıklamalarında bulundu.