İradenin gücü: Okul öncesi çocuklar üzerinde yapılan bir çalışmada çocukların önlerine şekerlemeler koyulmuştur. Çocuklara bu şekeri hemen yiyebileceklerini fakat 15 dakika bekleyebilirlerse kendilerine iki şekerleme daha verileceği belirtilmiştir. Yapılan çalışmanın sonucuna göre on beş dakika bekleyerek daha çok kazanç sağlamak isteyen çocukların ileriki yaşamlarında şekerlemeleri hemen yiyen ve beklemeyen çocuklardan daha başarılı oldukları görülmüştür.
Bireylerin anlık haz almayı ertelemek için gösterdikleri irade aynı zamanda isteklerini elde edebilmek için beklemeleri içinde önemli bir güçtür. Bireyler çoğu zaman dürtülerini ve isteklerini erteleyebilmekte, bu şekilde davranışlarını denetim altında tutabilmektedirler. Bireyler uzun vadede elde edeceği kazanımları düşünüp kısa vadede elde edecekleri anlık hazlardan kendi iradeleri sayesinde uzak kalabilmektedirler.
İrade kelime anlamı olarak dilek, istek ve buyruk anlamlarını taşımaktadır. İrade kavramı genel itibariyle bireyin her anlamda eylemlerini ve düşüncelerini ayarlayabilmesidir. İrade insan yaşamının en önemli parçasıdır. İrade olmadığında birey toplum tarafından algılanan ve sağlıklı görülen birçok davranıştan uzak olabilir. İrade ile birey amaca yönelik davranışlara yönelebilir. İrade sayesinde insanlar dürtü ve isteklerini kontrol edebilir, eylemlerinin ve kararlarının sorumluluğunu üstlenebilirler. İrade kavramı özdenetim, kararlılık, dayanıklılık, sürdürülebilirlik, istenç biçiminde de kullanılabilmektedir. İradenin insanlar üzerinde sağlık ve esenlik içinde önemli bir rolü olduğunu söylemek mümkün. Örneğin sağlıklı beslenme, kilo verme, spor yapma, ders çalışma, para biriktirme ve kötü alışkanlıkları bırakmak gibi alanlarda iradenin önemi yadsınamaz.
Farabi'nin eserlerinde Aristo'nun irade psikolojisi ile ilgili görüşleri de yansımıştır. Farabi'ye göre nefsin arzu gücü bir şeye istek duymayı sağladığı gibi o şeyden kaçınmayı da sağlar. İrade de bu arzu gücünden meydana gelir. İrade duyum ve düşünme gibi çeşitli idrak yolları ile bir şeyleri arzı etme ya da onlardan vazgeçmedir. Dolayısıyla Farabi'ye göre irade idrak ve arzu gücünün birleşiminden oluşmaktadır. Kısaca Farabi iradeyi 'idrak edilen şeyi arzu etme gücüyle istemektir.' biçimde tanımlamıştır.
İrade ile anlık hazları erteleyebilmek, istenmeyen dürtü ve davranışların oluşmasına karşı koyabilmek mümkündür. Özdenetim (irade) üzerine yapılan çalışmalarda okul başarısında iradenin zekadan daha mühim bir etken olduğu sonucuna ulaşılmıştır1. Jules Payot'un İrade Terbiyesi adlı kitabında dediği gibi 'Zeka erken saatte uyanır, kolaylıkla devreye girer, sonuçta zekanın bu sözüm ona uyuşukluğu aslında iradenin uyuşuk olmasından başka bir şey değildir.'
Belirtildiği gibi anlık haz almayı ertelemek için gösterdiğimiz irade aynı zamanda kişilerin istediklerini elde edebilmek için beklemeleri içinde önemli bir güçtür. İnsanlar çoğu zaman dürtülerinin isteklerini erteleyebilmekte ve bu şekilde davranışlarını denetim altında tutabilmektedirler. Örneğin diyette olan birini düşünelim zaman zaman bu kişinin sağlıksız yiyecek yeme isteği olsa da iradesi sayesinde bunu baskılayabilmekte ev anlık haz almayı erteleyebilmektedir. Aslında bireyler uzun vadede elde edeceği kazanımları düşünüp kısa vadede elde edecekleri anlık hazlardan kendi iradeleri sayesinde uzak kalabilmektedirler.
Okul öncesi çocuklar üzerinde yapılan bir çalışmada çocukların önlerine şekerlemeler koyulmuştur. Çocuklara bu şekeri hemen yiyebileceklerini fakat eğer 15 dakika bekleyebilirlerse kendilerini iki şekerleme daha verileceği belirtilmiştir. Yapılan boylamsal çalışmanın sonucuna göre on beş dakika bekleyerek daha çok kazanç sağlamak isteyen çocukların ileriki yaşamlarında şekerlemeleri hemen yiyen ve beklemeyen çocuklardan daha başarılı oldukları görülmüştür. (Walter Mischel'in, 1970; akt. Aytun, 2013).
Peki irademiz nasıl güçlenir? İrade geliştirilebilir mi? Farabi idrak ve algının gelişimine bağlı olarak iradenin de zamanla gelişebileceğini belirtmiştir3. Yapılan araştırmalarda da anlık haz almayı erteleyen kişilerin yalnızca amaçlarına ulaşmakla kalmayıp aynı zamanda genel yaşam başarısını da olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Ayrıca irade üzerinde çalışmanın zamanla bunu güçlendirdiği yönünde sonuçlar elde edilmiştir. İradenizi tek bir alanda gösterdiğiniz takdirde diğer alanlarda da iradenin güçlendiği yönünde çıkarımlara ulaşılmıştır.
Kişilerin bir amaca ulaşmak için öncelikle istekli olmaları gerekmektedir. İradenin yanında bu amaca giden yolda atılan adımları ve girişilen eylemleri de tek tek izlemek gerekmektedir. İradeyi güçlendirebilmek için bireylerin ayartıcı etkenlerden kaçınması iyi bir yoldur. Aynı örnek üzerinden ilerleyelim diyet yapıyorsunuz ve amacınıza giden yolda kaç kilo vermeniz gerektiğini de biliyorsunuz davranışlarınızı ve yeme içmenizi ona göre ayarladınız.
Telefonda gezinirken bir tatlı resmi gördünüz ve canınız o tatlıyı istedi. Yememeniz gerekiyor fakat dayanamıyorsunuz tam o sırada ayartıcı olan bu resmi kapatmak devamında yürüyüşe çıkmak, hava almak, bir arkadaşınız ile telefonda konuşmak veya bir film izlemek gibi odağınızın yerini değiştirecek eylemlerde bulunabilirsiniz. Başka bir yaklaşıma göre irade için önceden tasarlayarak bazı durumlara hazırlıklı olmak karşılaştığınız bir ayartıcı üzerinde nasıl davranmanız gerektiği konusunda size ışık olabilecektir.
İradeniz sayesinde belirlediğiniz hedeflere ulaşabilirsiniz. Fakat iradesizliğin de benlik saygınız, çalışma hayatınız, kendinize olan inancınız, eğitiminiz, ilişkileriniz ve genel sağlığınız üzerinde bir takım olumsuz etkileri olacağını da unutmamak gereklidir. İrade zayıflığının üzerinizde bırakacağı olumsuz etkileri düşünüyor olmak kar zarar hesabı yapabiliyor olmak da iradenizi sağlama ve sürdürme isteğinizi güçlendirebilecektir.
Dış dünya ile olan bağınızda öncelikle iç dünyanızın kendi duygu düşünce ve dürtülerinizin farkında olmak, amacınız doğrultusunda kendi yolunuzu belirleyebilmek ve o yolda emin adımlarla gidebilmek çok mühimdir. Aksi takdirde sizin kendiniz adına gösteremediğiniz irade sebebiyle başkaları sizin yolunuzu çizmeye kalkışabilirler. Jules Payot'un dediği gibi 'Yüzyılımızda hedefimizi dış dünyayı keşfe ayırdık. Dış dünyayı keşfederken iç dünyamızdan olduk.'