İnsana Dair

Yaralı çocuğa şefkatli dokunuş: Acil tıp teknisyeni kendi çorabını giydirdi

Ankara kara yolunda meydana gelen kazada devrilen minibüste yaralanan 8 yaşındaki Eymen’in ayağında ayakkabı ve çorap olmadığını fark eden acil tıp teknisyeni ayağından çorabını çıkarıp, giydirdi.

11 yıldır 112 Acil Sağlık Hizmetleri'nde görev yapan Aysel Göçer, kazanın olduğu geceyi şöyle anlatıyor; "Olay yerine giderken zaten çetin hava şartlarıyla mücadele ederek gittik. Fırtına ve kar yağışı mevcuttu. Olay yerine gittiğimizde şarampole devrilen bir araç gördük. 2 tane çocuğumuz vardı. Bir de anne-babamız vardı. Çok şükür ufak sıyrıklarla kazayı atlatmışlardı. Baba Nurettin Z.'yi ve 8 yaşındaki Eymen Z.'yi biz aldık ekibimizin uygun görmesiyle. Ambulansa ilk aldığımızda babasının kucağındaydı. Zaten o karanlıkta direkt ayakları gözüme çarptı. Çıplak ve buz gibiydi. Babasının kucağında şöyle bir dokunma fırsatım oldu. Orada dedim ki bizim şoför arkadaşımıza 'ben çorabımı çıkarıp bu çocuğa giydireceğim.' Battaniye örttüm çocuğumuza, kazanın şokunu daha atlatamamıştı. Soğukta titremesi devam ediyordu. Ben hiç düşünmeden çorabımı çıkarıp giydirdim. Arkadaşımın video kaydına aldığını hiç fark etmedim ben. O şekilde çorabı giydirdim, müdahalemizi yaptık, muayenemizi yaptık. Hastanemize sevk ettik."

“BENİM EVLADIM OLSA AYAĞINA O ÇORABIN GİYDİRİLMESİNİ İSTERDİM”

Acil tıp teknisyeni Ayten Göçer, kadın sağlık çalışanları açısından sağlıkçı olmanın yanında anne olmanın da ekstra hassasiyet oluşturduğuna değinerek, "Karşılaştığım vakadaki kazazede Eymen oğlumun yerine koyduğum bir vaka gibi geldi. Onu öyle görünce dedim ki benim evladım olsa herhalde ayağına o çorabın giydirilmesini isterdim. Çünkü kaza geçirmişsiniz, imkanlarınız yok, belki eşyalarınızı bulamıyorsunuz. O soğukta karda, fırtınada, tipide, her neyse o şokun altında düşünemeyebiliyorsunuz. Ben de isterdim çocuğumun ayağına bir çorap giydirilmesini. Hiç tereddüt etmeden ayağımdaki çorabı çıkarıp giydirdim. Yaşlı teyzemiz olabilir, yaşlı bir amcamız olabilir. Emin olun onlara da aynı şefkatle ve merhametle yaklaşırız. Önce tereddütte kaldım 'Kirli çorap diye düşünülür mü? Acaba çıkarmalı mıyım? Giydirmemden rahatsız olurlar mı' diye. Ama Eymen'in ayağına dokunduğumdaki soğukluğu hissettikten sonra dedim ki 'bunun bir ötesi yoktur herhalde' dedim. Buz gibi havada çorapsız durmaktan daha iyidir diye düşündüm. Çorabı giydirdim, battaniyeyle de iyice sıkıca sardım. O da bana bakışlarıyla teşekkür etti. O bana yetti aslında" dedi.