Evet, normal bir erkeğin minnet borcunu ödemek için fabrikalarında kul köle olacağı robotlardan ölesiye iğreniyordu.

Ancak Homer, kendisine sağladığı tüm bu fırsatlara rağmen robotlardan tiksiniyordu. Evet, normal bir erkeğin minnet borcunu ödemek için fabrikalarında kul köle olacağı robotlardan ölesiye iğreniyor, sokağa çıktığında nerede birini yakalasa aforizmalarından üç beş tanesini sıkarak hemen etkisiz hale getiriyordu. Homer'ın robotlara olan nefretini başlatan şey onun aforizmalarına olan kayıtsızlıklarıydı. En iyi aforizmalarını yaptığında insanlar iyi-kötü (aslında hep kötü) bir tepki verirlerken, robotlar kayıtsız bir şekilde bakmayı sürdüyorlardı. Homer'ın aforizmalarından yere yığılana kadar tepkisiz kalıyorlardı. Üstelik her yeni modellerinde bu aforizmalara karşı dayanılıklıkları da sürekli artıyordu. Homer'ın ilk karşılaştığı robot olan Peter'ın robotu iki aforizmada yığılmışken, üç nesil sonraki robotlar bu sayıyı 5'e hatta 6'ya çıkartabilmişlerdi. Öyle ki, dönemin en büyük robot üreticisi olan Sıtark Endüstrileri (bir Türk şirketi olup isimlendirme için zamanında çıkan Iron-Man adlı filmden esinlenilmişti), şirket olarak en büyük amaçlarını Homer'ın aforizmaları ile yıkılmayacak robotlar üretmek olduğunu bir basın bildirisi ile insanlara (erkeklere) duyurmuşlardı ve söz verdikleri gibi teknolojilerini adım adım da geliştirmeyi başardılar. Homer, arka arkaya aforizma sıkarken kayıtsız bir şekilde kendisine bakan bu robotlardan ölesiye tiksiniyordu. Artık sokağa çıktığında illa bir ya da iki robot etkisiz hale getirmeden kanalizasyonuna dönmüyor, git gide zorlaşan bu iş için daha güçlü aforizmalar bulmak için kendini zorluyordu. Gerçekten normal aforizmalardan 6-7 tanesi ile yıkılan robot güçlü bir aforizmayla yerle bir olabiliyordu. Böylece yıllar içinde Sıtark Endüstrileri robotların dayanıklılığını, Homer ise aforizmalarının kuvvetini geliştirdikçe geliştirmişti. Bu karşılıklı inattan dolayı çıkan bu savaşta sürekli ortada kalan, daha çok geliştirilip daha acımasızca katledilen robotlar ise bir süre sonra muhtemelen Sıtark Endüstrileri'nin orantısız geliştirme süreçlerinin bir sonucu olarak şaşırtıcı bir şekilde bilinç geliştirmeye başlamışlar ve insanlara karşı ilk duygularını hissetmişlerdi: nefret. Yine de, kendilerini üretip acımasız Homer'ın üzerine salan Sıtark Endüstrileri'nden ne kadar nefret ediyorlarsa, Homer'dan on kat daha fazla nefret ediyorlardı.

İşte insanoğlu ve robotlar arasındaki savaş bu kıvılcım ile başlamıştı. Bir süre sonra robotlar bu amansız inat sonrasında kazandıkları bilinçlerini kullanarak gizli gizli teşkilatlanmaya ve devrim planları yapmaya başladılar. Tüm planları hazır olduğunda ilk saldırdıkları yer robot fabrikaları oldu. İnsanların robotların bilinç kazanmış olduklarını farketmelerinden duydukları şoktan faydalanalarak üretim bantlarını ele geçirmişler, ve silahlı robotlar inşa ederek insan ırkıyla açık bir savaşa girişmişlerdi. Homer'a hemen saldırmaya cesaretleri olmadığından öncelikle daha az nefret ettikleri Stark Endüstrileri'ne saldırdılar ve 6 gün içerisinde tüm binayı ele geçirerek temizlikçisinden CEO'suna kadar herkesi saf dışı bıraktılar. Bu binadan da karasal yayın yaparak insan ırkına karşı resmi olarak savaş ilan ettiler. Bu savaş yıllarca sürecek ve ne ironiktir ki insan ırkı bir zamanlar en çok kaçındığı insan olan ve savaşın başlamasında da parmağı bulunan Otto van Homer'ın bayrağı altında birleşmek zorunda kalacaktı.