Merhaba sevgili İnsanlık Dergisi okuyucularım. Bu hafta sizlerle mutluluk üzerine bir paylaşım yapmak istedim.

Mutluluk insanlar tarafından tarihler boyunca aranan, üzerine ciltler dolusu kitaplar yazılan, şiirler yazılan, birçok edebiyat ve sanata konu olan tam bulduk derken kaybedilen ya da fark edilmeden yaşamımız içinden usulce kayıp giden çok sonraları farkedilen bir duygu…

Sizce mutluluk nedir?

Yaşamınızda mutlu anları nasıl anlamlandırıyorsunuz?

Yaşamınızdaki mutluluğun sırrı nedir?

Şöyle bir yaşamınıza bakınca mutlu anlarınızı kaçırdığınızı düşünüyor musunuz?

Peki gerçekten mutluluk nerede? Nerede Gizleniyor?

Gelin sizlerle Yunan Mitolojisine göre mutluluğun hikayesini birlikte inceleyelim. Olympus dağında bulunan tanrılar mutluluğu gizlemeye karar vermişler. Çünkü mutluluk öyle herkesin ulaşabileceği bir değer değil, mutluluğun değerini anlayabilecek farkına varabilecek insanlar tarafından bilinmesini açığa çıkarılmasını istemişler.

Tanrılardan biri, ''Mutluluğu, en yüksek dağın tepesinde gizleyelim.'' demiş. Bir diğeri ise, ''Yerin yedi kat dibine gizleyelim.'' derken, bir diğeri ise, ''Mutluluğun sırrını okyanusun en derinliklerinegizleyelim.'' demiş. Tanrılar böyle tartışırken aralarından hiç söz sahibi almamış biri demiş ki: ''İnsanlar o kadar zekiler ki, dağların en tepesini, yerin yedi kat dibini, okyanusların en derinlerini keşfedebilirler. Ama nedense o zekalarını kendilerini keşfetmeye, kendilerini tanımaya kendilerinde olan ışığı farketmeye yöneltmiyorlar. O yüzden biz mutluluğun sırrını insanların yüreklerine gizleyelim. Nasılsa çok az insan yüreklerine bakmaya yönelecektir.'' der. Tüm tanrılar bu fikri çok beğenmişler. O günden sonra insanların çoğu mutluluğu hep bir dağın tepesinde, okyanusun en derinliklerinde ve gökyüzünün yedi kat üstlerinde aramışlar durmuşlar.

Hala yüzyıllardır aranan mutluluk günümüzde ise sahte mutluluk olarak; gününü gün etme gayesinde, her ne olursa olsun zengin olmak tabi bir de az çalışarak yatarak kazanç sahibi olmak, hazıra konmak, insanları kullanmak, onları işi düşünceye kadar yanında tutmak işi bitince unutmak… ha bir de iki kelimenin belini kırıp diğerlerinin dedikodusunu yaparak mutluluk aramak… Diğerlerini maddi ve manevi sömürerek mutluluk aramak… Bu liste uzar gider.

Dünya kuruldu kurulalı insanların aradığı mutluluğun bilimsel araştırmalara yansıması ise;

Psikoloji alanında yapılan birçok araştırmalarda; insanların birbirine karşı yardım sever davranışlarda bulunmalarının, bir gülümsemenin, gün içinde geçen güzel anların düşünülüp o anı tekrar yad etmenin mutluluk yarattığı bilinmekte. Şimdi bu yazıyı okurken sizin de gün içinde yaşadığınız güzel bir anıyı hatırlayıp gülümsediğinizi hissediyorum…

Yine yaşam içinde insanların hiç yapmadıkları bir yeniliğinörneğin; yüzmek, bisiklete binmek, hiç gitmediği bir yoldan gitmek, yeni yerler keşfetmek, yeni insanlarla tanışmak mutluluğu sağladığı gibi beyin dalgalarının da uyarılmasını sağlaması bakımından harikulade bir davranış olarak karşımıza çıkmakta. O zaman yeni yollar keşfetmeye ne dersiniz? Ya da yeni bir yemek keşfi? Ya da yeni bir dil? Ooo ne çok keşif var. Yaşam keşiflerle dolu değil mi?

İnsanların severek çalıştıkları bir işin mutlulukla ilgili olduğu, yine uyku düzeninin 6 saatten az olmamasınıninsanların iyi hissetmelerinde etkili olduğu da yapılan araştırmalarda belirtilmektedir.

Bunun yanında arkadaş çevresinin olması ve arkadaşlarla yapılan aktivitelerinsanların mutlu yanlarını ortaya çıkartmaktadır. Tabi ikili ilişkileri de unutmamak gerekli, yapılan araştırma sonuçlarına göre,romantik ilişkisi olanların daha mutlu oldukları saptanmıştır.

Mutluluk, yüz yıllardır mitlerde masallarda tüm sanatsal faaliyetlerde ve bilimde aranmaya devam ediliyor.

Peki mutluluk nerede gizleniyor?

Biz gerçekten içimize dönüp kendimizi keşfettiğimizde, kendimizi tanıdığımızda,özümüze döndüğümüzde, yüreğimizde saklı olan ışığı farkettiğimizde belki de mutluluk da gizlendiği yerden çıkar ne dersiniz?

Sevgiyle ve iyilikle kalın…